Perşembenin Gelişi Çarşambadan Belli Olur: Ne Anlama Gelir?
Herkesin bir dönem duyduğu, bazılarının ise sıkça kullandığı bir deyim vardır: “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.” Peki ama gerçekten ne anlama gelir? Bu deyim, neden bu kadar popüler? Günümüz hayatında hala geçerli mi? Hem eski hem de günümüz bakış açısıyla, bu deyimi incelemeyi seviyorum. İstanbul’da 27 yaşında, gündüzleri ofiste çalışan ve akşamları da blog yazan sıradan bir genç olarak, bu deyimi kendi hayatımda nasıl yansıttığımı anlatmak istiyorum.
Geçmişte Perşembenin Gelişi Çarşambadan Belli Olur
İlk duyduğumda, birinin bana bu deyimi söylediği anı hatırlıyorum. O zamanlar çok küçüktüm ve ne anlama geldiğini anlamam biraz zaman almıştı. Ama düşündükçe, aslında çok basit ama bir o kadar da derin bir anlam taşıdığına karar verdim. “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur”, çok eski bir halk deyişi ve temelde, bir olayın, gelişmenin ya da durumun başlangıcından, ilerleyen süreçte nasıl bir şekil alacağını tahmin etmenin mümkün olduğuna dair bir bakış açısı sunuyor. Yani, işler başladığında, özellikle de bir şeyin temeli atıldığında, geleceği hakkında bazı ipuçları almak mümkün olabilir.
Geçmişte, belki de bir işin ya da durumun sonuçları hakkında çok fazla şey tahmin edilemezdi. Ama bu deyim, her zaman bir şeylerin başlangıcında dikkate almanız gereken unsurlar olduğunu hatırlatıyordu. Bu da çok doğru. Ne de olsa, bir çocuğun ilk adımlarını attığı an, onun yürüyüp koşması gerektiğini anlamanızı sağlar. Ya da bir işin ilk günlerinde, atmosferin nasıl olacağı, sonraki günlerde sizi nasıl etkileyeceğini anlamanızı sağlar.
Bugün Perşembenin Gelişi Çarşambadan Belli Olur
Bugün, bu deyimi düşündüğümde, yine aynı şeyi hissediyorum: Başlangıçlar çok önemli. Çoğu zaman hayatımda karşılaştığım küçük ya da büyük olayların, başlangıcından ne kadar izlediğimi fark ediyorum. Ofiste işlerimi yaparken, toplantıların birinde aldığım ilk notlar, birkaç hafta sonra o projenin nasıl ilerleyeceğini belirliyor. Aynı şekilde, günlük hayatta da bazen küçük hareketler ve davranışlar, büyük sonuçların habercisi olabiliyor.
Mesela, birkaç hafta önce bir arkadaşım bana telefon açtı ve “Bu hafta sonu geliyorum, beraber bir şeyler yapalım,” dedi. O anda içimden “Bu hafta sonu biraz sakin geçer,” dedim. Ama o küçük telefon konuşması, bir anda kendimi başka bir etkinlikte bulmamla sonuçlandı. Hani diyorsunuz ya, “Bir şeyin geleceği, başlangıcından belli olur.” Bazen, bir küçük adım bile çok şey ifade edebiliyor. Örneğin, bir iş görüşmesi ya da ilk buluşma, ilerleyen süreçte o ilişkinin nasıl şekilleneceğini çok net bir şekilde gösteriyor. O ilk izlenimler çok değerli, değil mi?
İçimdeki Ses: Bir Başlangıçta Neler Gördüğünü Düşün
İçimdeki ses “Neredeyse her şeyin bir başlangıcı var ve başlangıçların çoğu, sonrasında ne olacağına dair ipuçları verir,” diyor. Gerçekten de, herhangi bir işin ya da durumun başlangıcında yaptığınız bir seçim, sonrasında alacağınız sonuçları belirlemede çok etkili olabilir. Bu, aslında insanların çoğunun fark etmediği ama zamanla öğrendiği bir şey. Hatta bazen o kadar net görülür ki, insanın başkalarına söyledikleriyle kendi iç sesi arasında bir çatışma başlar. “Hayır, bu iş değişebilir,” derken, bir yandan da o başlangıcın kendi geleceğini ne kadar şekillendirdiğini fark edersiniz.
Mesela, ofiste bir projeye başlarken, ilk toplantıda herkesin ne kadar heyecanlı olduğunu görmek, ileride ne kadar başarılı olup olamayacağınız hakkında çok şey anlatır. Eğer herkes o heyecanı kaybederse, o işin çarşamba günü ne olacağını tahmin etmek hiç de zor olmaz. Bu, aslında kişisel hayatımda da geçerli. Bir arkadaşınızın size davranışını gözlemleyerek, o kişinin ilerideki tavırlarını tahmin etmek oldukça kolay olabilir. Çarşambanın geleceği, perşembe sabahından bellidir!
Gelecek: Perşembenin Gelişi, Çarşambaya Nasıl Yansır?
Şimdi, geleceğe bakıyorum. “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” deyimi aslında zamanla bir felsefeye dönüşüyor. Bir insan olarak, her geçen gün daha fazla şeyin başlangıcının sonrasına nasıl yansıdığını görebiliyorum. Hayatımı, yaptığım seçimleri ve aldığım kararları göz önünde bulundurduğumda, aslında ne kadar erken bir şeyin ilk ipucunu fark edebiliyorsam, ona göre daha sağlıklı ve doğru bir yol alabiliyorum. Hani bazen, küçük bir hata yaptığınızda, “Bu daha sonra başıma çok iş açar” diye düşünüyoruz ya, işte o da başlangıcın bize söylediği bir şeydir. O ilk izler çok önemli.
Hatta bazen, “Neden bu kadar takılıyorum?” dediğimde, geçmişte verdiğim bir kararın nasıl sonuçlandığını hatırlayıp, onun geleceği hakkındaki doğruluğuna şaşırıyorum. Bir anlamda, bu deyim bana da hayatımı bir adım daha dikkatli yaşamam gerektiğini hatırlatıyor. Her kararımda, o “çarşamba”nın bana ne getireceğini her zaman düşünmeliyim.
Sonuç: Başlangıçlar Her Zaman Önemlidir
Sonuç olarak, “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” deyimi, sadece bir halk tabiri değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesine dönüşmüş. Hayatta başlangıçlar, ne kadar küçük olursa olsun, ilerleyen süreçleri etkileyebiliyor. İster ofiste, ister kişisel hayatınızda olsun, her şeyin temeli aslında başlangıcında gizlidir. O yüzden bir şeyin ne olacağına dair içsel bir his duyduğunuzda, belki de sadece gözlerinizi dört açıp dikkatle izlemelisiniz. Çünkü başlangıçlardan, geleceği görmek çoğu zaman mümkündür.